Biliyorsunuz ki kısa bir süreliğine yazmadım ve bir kez daha sizler için ne kadar önemli olduğumun pekiştiğine şahit oldum. Bu süre zarfında sizlerin düştüğü acziyeti üzüntüyle izledim. Bir kez daha görüldü ki yokluğum bir kişinin yokluğuyla eşdeğer tutulamaz. Bir kez daha gördünüz ki ben her konuda konuşmasam, karar vermesem, emir vermesem, dik durmasam sizler nefes bile alamazsınız.
Bu mesele sadece siz zavallı halkın saflığına bağlanamaz aynı zamanda iç ve dış düşmanların sinsi çalışmaları da gösteriyor ki ben olmasam bunlarla kimse mücadele edemez. Hele siz kullar her söylenene inanır, dostu düşmanı ayırt edemezsiniz. Dört tarafı düşmanlarla, istihbarat servisleriyle çevrili şu blog dünyasında sizden 400 takipçi istemişim az mı?
Ben olmasam sosyal medya hep düşman eline kalacak. Darbeci hesaplar, paralel blog açan webmasterlar (webhocaları), istihbarat servislerinin sosyal medya tuzakları… Sadece bunlar da değil. Sizlerin şu söyleyeceklerimi iyi belleyip, her ortamda papağan gibi tekrar etmesi ve mutlaka uygun şekilde duruma uyarlaması gerekmektedir;
1- Benim söylediklerime katılmayan herkesin Mason olma ihtimali yüksektir, isterse 1000 yıllık dindar olsun, görev ona 1020 yıl önce verilmiştir.
2- Beni eleştiren her gazetecinin terörist bir vatan haini olma ihtimali yüksektir, isterse 1000 yıllık gazetede çalışsın, dönemin Bizans başkanı II. Basileios’un adamıdır bunlar.
3- Bu karikatüristlere hiç laf etmeye gerek yok. Karikatürde neymiş, bunların işleri küfür etmek, hakaret etmek. Benim köylü Memed amcamı Hatçe teyzemi güldürebiliyor musunuz? Onların yüzünü face hesabı açmalarına yardım ederek ben güldürdüm ben!
Neyse emrimin kulları, reislerinin tebaaları, sözümün papağanları umarım dediğimi anladınız. Ağanın yazısının üstüne yorum geldi mi var gücünüzle hücum! Bu arada beni blog başkanı yapmayı unutmayın. Başkanlık önemli, başkanlık şart, başkanlık illa ki yoksa bu blog dünyasında yazı yazmak mümkün değil. Sevgilerimle. Kib. By. İlkİnsan
Little Fabien isimli "korkunçlu bez bebeklerine hayran" blog yazarının yorumuyla eklenen konulu türkü için tıklayınız.
Sakın onun bloğuna uzun süre bakmayın. Ben uyarayım. Korkunçlu blog. Laf aramızda bence illuminati falan da var. İbret almak isteyenler Little Fabien'in bloğa gitmek için tıklayınız.
Samimi Not: O değil konu nerden nereye geldi. Topu topu “Beni özlediniz mi?” cümlesiyle özetlenecek üç satır yazıp, bir selam verecektim. Yukarıdakileri yazdığımı görünce endişelenip dostumuz wikipedia’ya sordum meğer Türk siyaseti insanı “narsis” yapıyormuş. Siyasetçi nutuklarından uzak durun a dostlar. Hele benim gibi çabuk etkileniyorsanız aman diyeyim yaklaşmayın.
İşte wiki’nin dedikleri:
Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarının düşünce ya da isteklerine gereken ilgiyi gösteremeyen kişilerdir. Plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında, gereken ilgiyi göremediklerinde aynı Narkissos gibi erirler, çökerler. Başkalarının hakkına saygı göstermeden ve gerçeklerle bağdaşmasa bile daima kendilerini haklı göstererek ve o hedefi, gerekli emeği vermeden bile haketmiş sayarak en önde, en gözde ve tek olmak isterler. Kendilerini başkalarının yerine koyamaz ve başkalarini anlayamazlar. Sanki her şey sadece kendileri için vardır ve ne olursa olsun her şeyin kendi amaçlarına hizmet etmesi gerekir. Başkalarının fikir ve hareketleri kendi amaçlarına hizmet ediyorsa vardır, aksi halde bu fikir ve hareketler tahammül edilemez düşüncelerdir.
En büyük korkuları güçlerini kaybetmeleri, ölüm, etraflarındaki herkesin kendilerine düşman olmasıydı. Güçlerinin ve şehvetlerinin bir sınırı yokmuş gibi davranmaya çalışırlar, sayısız insan öldürüp, sayısız şatolar kurarlardı. Varlıklarının kendilerinin de çözemediği sorununu insan değilmiş gibi çözmeye çalışsalar da aslında durumları düpedüz deliliktir. Dış dünya 'ben' olmadığı için, narsisist kişi dış dünyayı anlayamaz/algılayamaz ve bu durum kişide korku yaratır. Diktatör gitgide daha yıkıcı, daha yalnız ve korkak olur.
wiki/Narsisizm