Ne yazık dünyada kadına yönelik şiddet gün geçtikçe
artıyor,çeşitleniyor.Buna karşın şiddetin daha çok gündeme gelmesi bu soruna
eğilinmesi anlamında umut verici.Peki neden kimse kadına,bi başka kadından
gelen şiddetten söz etmiyor?
Ne boyutta bir şiddetten bahsediyoruz?Bu sorunun net bir
cevabı yok.Kadından gelen şiddet daha karmaşık bi yapıda,şöyle ki bir kız,bir
kızın ölümüne imza atacağı gibi çoğu zaman daha karmaşık biçimde hayat boyu
şiddete maruz bırakmayı tercih ediyor.
Mesela;iş yerinde kariyerini olumlu etkileyecek
bir şey için başka bir kadının üzerine basmaktan çekinmeyeceklerdir.”Herkes birbirinin üzerine basıyor” diyebilirsiniz fakat kadının gücü burada ortaya çıkar ve sadece kendisi değil;patronu,amiri,iş arkadaşları gibi bir zombi ordusunu da diğer kadını sindirmek için kullanabilir.Çünkü onun;makyaj,kıyafet,zerafet,gözyaşı,bakışlar,ikna etme gibi doğal silahları vardır.
Evet kadına yönelik şiddetin aileden geleni,eşten
geleni,toplumdan geleni artık çok sık konuşulur oldu ama kadına kadından gelen
şiddet;önemsenmediği,oranlarının düşük olduğu,fiziksel şiddetin az görüldüğü
gibi gerekçelerle yada daha basit düşünürsek belki de ilgi çekmeyeceği için
medya tarafından görmezden geliniyor.
Bunun boyutu gibi nedenleri de çok komplike.Bir kadının bir
erkek yüzünden şiddet uygulaması en bilineni.Hergün haberlerde kıskançlık
cinayeti,liseli kızların erkek kavgası,metres cinayeti…gibi başlıklar görmeye
alıştık.Ama kadınlar bu kadarla sınırlı kalamaz elbette doğaları gereği çok
zeki ve çok kurnazlar ve şiddet uygulamak isterlerse çok daha iyilerini
beklemeliyiz.
bir şey için başka bir kadının üzerine basmaktan çekinmeyeceklerdir.”Herkes birbirinin üzerine basıyor” diyebilirsiniz fakat kadının gücü burada ortaya çıkar ve sadece kendisi değil;patronu,amiri,iş arkadaşları gibi bir zombi ordusunu da diğer kadını sindirmek için kullanabilir.Çünkü onun;makyaj,kıyafet,zerafet,gözyaşı,bakışlar,ikna etme gibi doğal silahları vardır.
Kadının aile içi şiddeti çoğu zaman gözümüzün önünde durur
hatta güler geçeriz ama hiç üzerine düşünmeyiz.Gelin,kaynana rekabetini
duymamış olamazsınız.Aslında altında birkaç cilt kitap olacak kadar çok sayıda
şiddetin ifadesidir bu kavram.Daha kız ve erkeğin annesi tanıştığı anda
başlar.Bu sadece basit bir evlat kıskanma olayı değildir.Karmaşık bir aile içi ikdidar
mücadelesidir.İki İstanbul hanım efendisi yılbaşı yemeklerinde söz sahibi olmak
için kapışır,daha kırsalda ise bayram yemekleri için:yemek basit gelebilir ama
altında yatan “ev içi ikdidar mücadesi”yönetme isteği çoğu zaman cinayetle bile
sonuçlanmıştır.Daha cahil olduğumuz yıllarda;kadınların kızlara tecavüz
ettirdiği,başka bir kadın için kaza organize etttiği,dayak yemesi için erkek
ayarttığı,adını çıkarıp mutlu olmasını önlemesini istediği vb. sık sık
karşılaşılan durumlarken şimdi şehirleşen hayatlarımızda bunun yerini daha
sinsi şiddetler almakta.
Kadının hemcinsine şiddeti erişkin oldukları yaşlarla
sınırlı değil.Daha çocuk yaşta bir kıza üvey anne,bakıcı,hala,teyze gibi
yakınında ki kadınlardan gördüğü şiddet hepimizin hafızalarına acı olaylarla
kazındı.Daha masum gelebilir belki ama bir kızın kendi yaşıtlarından gördüğü
şiddette ortada duran bir gerçektir.Ablasından veya sınıf arkadaşından gelsin
bu şiddeti masumlaştırmaz.Liseli kızların ağzında jilet çevirip okul
tuvaletinde birbirlerini tehdit ettiklerini duymamış olabilirsiniz ama bu
şiddeti yok etmez.
Sinsilik demiştik evet kadının şiddeti daha sinsidir çünkü
genelde bir fiziksel saldırıdan ibaret değildir.Bazen bir bakış,bazen dokunarak
veya çok az can yakarak,bazen sözlü,ama çoğu zaman psikolojik şiddet.”Seni
oğluma dövdürürüm.”,”Ananın evinde bulaşık yıkamadın mı?”,”Fakir kız alırsan tabi
giyinmeyi beceremez”,”Bu kızda bi uğursuzluk var”,”Bu bizim ailemize yakışmıyor”…daha
neler neler.Bunun gibi sözler çoğu zaman direk söylenmez,homordanarak ifade
edilir veya üçüncü bir kişiye söylenerek iletilir.Sonra bakışlar veya
mimiklerle belli edilir.Hatta cesaret bulunduğu anda tehdit ve ardından şiddete
de dönüştürülür.Sinsiliği de buradadır daha en başta yapılmak istenen şey
fiziksel şiddet olsa da buna uygun çevreyi oluşturmak bazen yıllar alabilir ve
bir kadın diğerine uygulamayı kafaya koyduğu şiddetten asla vazgeçmez.
Her zaman ki gibi birkaç beylik cümle edip konuyu toparlamak
istiyorum ama içime bir türlü sinmiyor.”Çok şey eksik kaldı.”diyorum kendi
kendime ”çoğu da yarım” ama İşimiz kulağa su kaçırmak dahası bizi aşar.
Güçsüz olanın ezilmesi doğanın bir kanunudur.Kadın da erkeğe oranla fiziki olarak güçsüz olduğu için "kadına şiddet" diye bir olgu var.Artık "maalesef" mi yoksa "iyi ki" mi olduğu herkesin kendi takdirine kalmış.Hem cinslerin uyguladığı şiddete gelirsek bence o "kadına şiddet" dediğimiz yargının içine konulamaz.Yani bir erkeğin iş yerinde diğerini ezmesi,kaynananın kötü geçen tatillerden veya maddi sıkıntılardan dolayı erkeği ezmesi de bunla aynıdır.Kadına şiddete karşı benim yapabileceğim en büyük yardımlar şunlardır ki efendim:
YanıtlaSil1)Kadına şiddet uygulamama.
2)Uygulayanı kınama,uygulayanı savunan kuruluş,dernek ve politik oluşumlara hiçbir şekilde destek vermeme,uygulananı savunan kuruluş,dernek ve politik oluşumlara "MANEVİ" destek verme.