Ölüm Anı

Saat 03:15 hava kızıl ve sisli.Ortama ağır bi sessizlik hakim.Martıların sevişme çığlıkları şehrin sessizliğini bozmaya yetmiyor.Köpekler bile havlamaktan vazgeçmiş.Yanımızda bir adet faşizm,bir adet komünizm,bir adet liberalizm ve hafif bir vazgeçmişlik var.Havanın bu durumu hepimizi ağır korkulara sürüklemeye yetti.

Burnumuza sigara dumanı ve çorap kokusu gelmiyor artık.Hepimizin zihni birşeylerle meşgul ama soru aynı “Ne ki ölmek?” William Shakespeare.Havanın kızıl rengi seçmesi,olanca sisini püskürmesi,aynı yerde yıllar önce meydana gelenler,kulağımızı meşgul eden efsaneler hepsinin oratak çıktısı:deprem.

Depremin dedeleri,ölçekleri,tahminleri,ekonomiye etkileri,nedenleri,sonuçları,hangi ülkelerin yardım ettiği vb. umurumuzda bile değil.Tek bir şey düşünüyoruz “Ya ben ölürsem?”.

ölüm anında yaşananlar

Komünizm diyor ki;
-Dil,din,ırk,ideoloji,sevgi,nefret,savaş,barış bunların hiç biri hayattaki boşluğu doldurmuyor yine de ölmek istemeyiz çünkü manita defteri kapanmadı daha.

Faşizm diyor ki;
-Biran önce ölmek ve hayatımdaki mechuliyeti sona erdirmek isterim.Ya şeytandan intikamımı almak ya da cennet ırmağında yüzmek isterim ve küflenen umutlarımın yeniden yeşermesini beklemekten de kurtulurum.

Vazgeçilmişlik diyor ki;
-Küllüğü uzatın.

Liberalizm diyor ki;
-Daha çok erken çünkü ben daha “ben” bile olmadım,ben daha “benle” bile tanışmadım.Çok geç çünkü bunları yapamadan dünyaya gelmemin anlamı yoktu,yani o zaman doğmamalıydım.

Özetle hepimiz;basit,sıradan,bencil,aciz insanlar olmaktan öteye gidemiyoruz ölüm anında.Yani boşuna “cenazesine katılırsak bizi görür” diye düşünmeyin,muhtemelen o anda feryatlar koparsanız bile umurumuzda olmayacak.O değil de ölmek ne garip şey?Deprem ne boktan sebep?

Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!(Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!)
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! Demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden.
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
                                             Hamlet, William Shakespeare


Yazıyı birlikte hazırladıklarım;antonio,reis ve mumu’ya teşekkürler.

2 yorum:

  1. gülümsetti, şu cümle: -Dil,din,ırk,ideoloji,sevgi,nefret,savaş,barış bunların hiç biri hayattaki boşluğu doldurmuyor yine de ölmek istemeyiz çünkü manita defteri kapanmadı daha.
    Ama sizden okumak istedim: Ne demek istediniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şöyle açıklayayım o yazıyı dört kişi muhabbet ederken yazdık.O kımı bi başka arkadaş yazdı ve kimse kimsenin yazısına müdahale etmedi.Dolayısıyla yazar adına konuşmam sadece kendi yorumum olur.

      Sil

Lütfen eleştirinin sınırlarını zorlayın.
Yorumlama biçimi:Anonim'i seçerek isimsiz yorum yapabilirsiz.
Spam içeren yorum yayınlanmaz.Örn;küfür,hakaret,reklam,vb.
Yorum gönderildikten sonra yorum üzerindeki bütün haklar sitenindir.
Yorum gönderen herkes yukardaki yönergeyi onayladığını kabul ve ilan eder.