Sayın okuyan şimdi kafamı kurcalayan şeytanın fısıltılarını size aktarmak üzereyim ki tedbirinizi alın.
Arkadaşlar yukarıdaki bilgiler herhangi bir sıralamaya tabi değil. Hatta kesin bilgi bile olmayabilir. Dedim ya şeytanın fısıltıları bunlar. Peki şeytan ne demek istiyor.
Şeytan diyor ki: Hükümet haziran direnişinde kendi yandaşlarını yeterince sokaklara dökemedi. Eylül ayında ki direnişi kırmak için radikal İslamcı gurupları saflarına dahil etmek için Mısır’da gerçekleşen darbeyi kullanıyor.
Eğer hükümet radikal İslamcı guruplar ile göstericilere saldırırsa göstericilerin de karşılık vermesi beklenebilir çünkü göstericilere de radikal çevreler dahil olacaktır.
Haziran direnişinde dış güçler masalı anlatan hükümete pek itibar edilmedi ama eylül ayında ki direnişe, hükümetin düşmanlık ettiği ülkelerin istihbarat servisleri karışabilir. Zira Suriye ve Mısır da hükümet olayların bir tarafı gibi hareket etmektedir. Batı dünyasını İslamcı gurupları desteklemediği için suçlamaktadır. İsrail devletini o ülkelerde meydana gelen olayların gizli sorumlusu ilan etmektedir. Bütün bu ülkelerin eylül ayında boş duracağını beklemek aptallık olur.
Demokrasi talebi olan gençler radikal İslamcı guruplar tarafından infaz edilebilir. Hükümet bile bu gurupların önüne geçemeyebilir. Olaylar kontrolden çıkabilir çünkü: Erdoğan demokrasiyi sandıktan ibaret görmektedir. “Bana diktatör dediğiniz için sizi asmıyorsam diktatör değilim” diyecek bir açıdan bakıyor olaylara. Bu gençler eğitimli insanlar Erdoğan onları asmıyor diye "şükür" etmezler. Bu sürtüşme olayları artıracaktır.
Hükümetin sahalara getirdiği yasaklar ters tepecek stadlar direnişe dönüşecek hükümet daha da sertleşecektir. Hükümetin attığı her adım özgürlük karşıtı gibi algılanabilir.
Tüm bu karmaşa Batı da çok fazla ses getirecektir. Erdoğan’ın Mısır yüzünden azarladığı batılı aristokratlar Haziran direnişinden daha çok dikkat kesilecektir Eylül direnişine.
Bütün bu karmaşa ortamında haklı veya haksız ceza alan generaller boş durmayacaktır. Genarelleri destekleyen askeri çevreler olayı hükümete baskı yapmak için kullanabilir. Hükümet daha da radikalleşecektir. Buna karşı bu çevreler batıdan destek alıp darbe denemesi yapabilirler.
Buraya kadar anlattığım her şey berbat görünüyor ama şeytanın fısıltıları bunlar. Yukarıdaki komplo teorilerinin her biri bu ülkenin daha çok acı yaşamasına neden olur.
Peki engellenemez mi? İnanın bu acıları yaşamak için verilecek çabanın çok daha küçük bir kısmıyla her şeyin önüne geçilebilir. Erdoğan’ın eylülde gerçekleşecek ilk eylemde meydana gidip kardeşlik mesajı vermesi her şeyi bıçak gibi keser. Eylemler şehir meydanından, bir miting alanına taşınabilir ve festival havasında devam eder. Eylemcilerin demokratik taleplerinden yeni anayasada ilham alınabilir.
Artık hiçbir acı yaşayacak gücü kalmayan ülkemin, eylül direnişin de acı yaşamaması umuduyla.
Şeytanın fısıltılarını size doğru bağırıyorum ki tedbir alın.
Şeytana da fısıltılara da fırsat vermeme zamanıdır.
- Gezi eylemleri başladığı zaman başbakan çok gerildi.
- Hatta hükümet çevreleri hiç korkmadığı kadar korktu.
- Korkulan şey bir darbe girişimine dönüşmesiydi.
- Gezi direnişinde palalı, sopalı saldırganlar göstericilere saldırdı.
- Hükümet en yakın partneri cemaate bile şüphe ile bakıp oy oranlarını araştırdı.
- Hükümetin görevlendirdiği generaller terör suçu ile ceza aldı.
- Cemaat hükümet çevrelerinin baskılarına isyan etti(Suçlamalara cevaben açıklama yaptı).
- Gezi direnişinin adını ağzına alan 80 civarı gazeteci basından el çektirildi.
- Hükümet “tencere çalan komşunuzu şikayet edin” dedi.
- Erdoğan Fas’tan dönüşünde “Mücahit Erdoğan” sloganıyla karşılandı.
- Cemaat içinden hükümetin radikal islami gurupların etkisinde olduğuna yönelik sesler çıkmaya başladı.
- Türkiye Suriye de El-Kaide gibi örgütleri desteklemekle suçlandı.
- Mısır da gerçekleşen darbeyi Türk hükümeti kendisine yapılmış gibi karşıladı.
- Mısırda gerçekleşen darbe ve peşi sıra Mısır darbe yönetiminin yaptığı katliamlar Türkiye de protesto edildi.
- Erdoğan milli görüş gömleğini değiştirdikten sonra ilk defa el işareti kullandı (dört parmağını havaya kaldırdı).
- Darbe yönetimini Türkiye de protesto edenler ağırlıklı olarak şeriatçı (vakıflar, dernekler, tarikatlar, cemaatler) di.
- Eylül de Türkiye de Gezi direnişi olacağına yönelik hükümet kanadında bir korku oluşmaması gerektiğini cumhurbaşkanı ifade etti.
- Türkiye deki radikal islamcı guruplar sembolik olarak dört parmaklarını gösteriyorlardı.
Arkadaşlar yukarıdaki bilgiler herhangi bir sıralamaya tabi değil. Hatta kesin bilgi bile olmayabilir. Dedim ya şeytanın fısıltıları bunlar. Peki şeytan ne demek istiyor.
Şeytan diyor ki: Hükümet haziran direnişinde kendi yandaşlarını yeterince sokaklara dökemedi. Eylül ayında ki direnişi kırmak için radikal İslamcı gurupları saflarına dahil etmek için Mısır’da gerçekleşen darbeyi kullanıyor.
Eğer hükümet radikal İslamcı guruplar ile göstericilere saldırırsa göstericilerin de karşılık vermesi beklenebilir çünkü göstericilere de radikal çevreler dahil olacaktır.
Haziran direnişinde dış güçler masalı anlatan hükümete pek itibar edilmedi ama eylül ayında ki direnişe, hükümetin düşmanlık ettiği ülkelerin istihbarat servisleri karışabilir. Zira Suriye ve Mısır da hükümet olayların bir tarafı gibi hareket etmektedir. Batı dünyasını İslamcı gurupları desteklemediği için suçlamaktadır. İsrail devletini o ülkelerde meydana gelen olayların gizli sorumlusu ilan etmektedir. Bütün bu ülkelerin eylül ayında boş duracağını beklemek aptallık olur.
Demokrasi talebi olan gençler radikal İslamcı guruplar tarafından infaz edilebilir. Hükümet bile bu gurupların önüne geçemeyebilir. Olaylar kontrolden çıkabilir çünkü: Erdoğan demokrasiyi sandıktan ibaret görmektedir. “Bana diktatör dediğiniz için sizi asmıyorsam diktatör değilim” diyecek bir açıdan bakıyor olaylara. Bu gençler eğitimli insanlar Erdoğan onları asmıyor diye "şükür" etmezler. Bu sürtüşme olayları artıracaktır.
Hükümetin sahalara getirdiği yasaklar ters tepecek stadlar direnişe dönüşecek hükümet daha da sertleşecektir. Hükümetin attığı her adım özgürlük karşıtı gibi algılanabilir.
Tüm bu karmaşa Batı da çok fazla ses getirecektir. Erdoğan’ın Mısır yüzünden azarladığı batılı aristokratlar Haziran direnişinden daha çok dikkat kesilecektir Eylül direnişine.
Bütün bu karmaşa ortamında haklı veya haksız ceza alan generaller boş durmayacaktır. Genarelleri destekleyen askeri çevreler olayı hükümete baskı yapmak için kullanabilir. Hükümet daha da radikalleşecektir. Buna karşı bu çevreler batıdan destek alıp darbe denemesi yapabilirler.
Buraya kadar anlattığım her şey berbat görünüyor ama şeytanın fısıltıları bunlar. Yukarıdaki komplo teorilerinin her biri bu ülkenin daha çok acı yaşamasına neden olur.
Peki engellenemez mi? İnanın bu acıları yaşamak için verilecek çabanın çok daha küçük bir kısmıyla her şeyin önüne geçilebilir. Erdoğan’ın eylülde gerçekleşecek ilk eylemde meydana gidip kardeşlik mesajı vermesi her şeyi bıçak gibi keser. Eylemler şehir meydanından, bir miting alanına taşınabilir ve festival havasında devam eder. Eylemcilerin demokratik taleplerinden yeni anayasada ilham alınabilir.
Artık hiçbir acı yaşayacak gücü kalmayan ülkemin, eylül direnişin de acı yaşamaması umuduyla.
Şeytanın fısıltılarını size doğru bağırıyorum ki tedbir alın.
Şeytana da fısıltılara da fırsat vermeme zamanıdır.
Umarım böyle bir şey olmaz. Küresel Dünya efendilerinin ağızlarından düşürmedikleri bir söz var demokrasi. Demokratik haklarını arayan insanlar. Irak, Suriye, Libya, Mısır sıra Türkiye'de sanki. Sosyal medyada takip ediyorum insanlar ikiye ayrılmış durumda Rabia işareti olarak adlandırdıkları işaretle. Ki bu işaretin doğruluğu da tartışılır. Yalnız Şu fısıltı bile ürpertici. :(
YanıtlaSilDediğiniz gibi ürpertici geliyor ama daha önce defalarca tecrübe ettiğimiz üzere devleti yönetenler asla vicdan taşımaz. Dünyanın her yerinde aynıdır. Umarım artık hiçbir genç ölmez bu ülkede.
SilDüşüncelerinize katılmamak mümkün değil..Çok güzel derlemişsiniz..Resimlede uymuş:) Yanlız şu eylül olayı bana komplo gibi geliyor..Fol yok yumurta yok birileri nereden istihbarat alıyorsa hemen eylülde böyle olaylar olacak diyor...Bence çok ciddi bir komplo var..Ergenekon ve balyoz gibi davalarda dönen dolapları görünce ,bu eylül komplolarını kimlerin düzenlediğini insan net bir şekilde anlayabiliyor..iyi günler..
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Eylül ayı tehlikelidir. Çünkü okullar başlayacak. Üniversiteyi yeni kazananlar daha hararetli olacaktır. Üniversiteli olduğunu hissetmek için sokakları bilinçsizce benimseyeceklerdir.
SilStadlar da gerilecektir. Yasaklar bunu tetikler stadyum demek: şehrin göbeğinde dilediğince bağırabilmek demek. Yani adam istediği gibi bağıramıyorsa isyan etmesi muhtemeldir.
Bu genarallerin yargılandığı davalarda duygusallaşan kitleler çok daha fazla hararetli olacaktır.(Bir çoğu haziran direnişinde aktif değildi.)
Yani Eylül ayında eylemlerin olması yüksek olasılık. Peki herhangi bir eyleme tepkiler ne olacaktır? Haziran gibi olmayacak Mısır için sokağa dökülen kitlelerin kinini Gezi direnişçilerine yöneltmek çocuk oyuncağı.
İşte benim korkum bu. Eğer insanlar birbirine karşı saldırmaya başlarsa vay halimize. Bunun önüne geçmek gerek.
Bu fısıltı öylesine yüksek sesle dillendirilmeye başladı ki, fısıltı artık fısıltı değil. Umarım ve dilerim ki; genç nüfusumuzun en yaygın olarak bulunduğu üniversitelerde ve statlarda, toplum vicdanını yaralayacak olaylar yaşanmasın. Bir Mısır örneği ile karşılaştırılmanın bile onuruma dokunduğunu açıkça söyleyebileceğim ülkemde, demokrasiye(içeriği tartışılabilir) olan inancın, tüm yaşanılanlara rağmen,her şeyin çok üstünde olduğu inancımı kaybetmek istemiyorum.
YanıtlaSilBen Türkiye ve Mısır'ı demokrasi noktasında benzetmek istememiştim. Sadece Mısır'da yaşanan acıları kullanarak Türkiye de radikalleştirdikleri çevreleri eylemcilerin üzerine yönlendireceklerinden bahsettim. Yanlış anlaşılmak istemem ama eğer bahsetmezsek önlem alamayız değil mi?
SilHerkesin "yeni acılar yaşanmasın" diye düşündüğünü düşünüyorum.
Demokrasiyi yaşamamış, geçebilmek üzere kandırılmış bir toplumun, Türkiye Cumhuriyeti ile karşılaştırılabileceğini düşünmüyorum tabii ki. Yanlış anlamadım merak etmeyin. Sadece altını çizmek istedim. Radikal çevrelerin, özgürlük adına eylem yapan insanlara tavrı konusunda ise, size sonsuz katılıyorum. Yeni acıların yaşanmaması hepimizin dileği, üstelik kayıplarımız bu kadar tazeyken.
SilAnladım demek istediğinizi. Altını çizdiğiniz noktaya kesinlikle katılıyorum. Mısır halkı ne yazık ki demokrasiyi yaşayamamış, demokratik talepleri gasp edilmiş bir halktır.
Silarkadaşım yorum yaparken de yazdıklarımın sol taraftaki kısımlarını göremeden yazıyorum
YanıtlaSilyazılarınızın da sol tarafındaki kısımları okunmuyor sadece ben de mi böyle anlayamadım
sebebi hani sol tarafta bir tanıtım var ya 1 dakikada dünyada olan şeyler o kutucuk yazılarınızı kapatıyor bende böyle en azından yazılarınızın üzerini örtüyor...yayınla kısmı da gözükmüyor yorumumu yazdım ama yayınlayamadım..
selamlar
Sayın bücürükveben, sağ tarafa aldım şimdilik. Hangi tarayıcıdan bağlandığınızı söyler misiniz? Galiba cep telefonunda böyle bi sıkıntı oluyor.
SilBu arada çok özür dilerim. En kısa zamanda çözmeye çalışacağım.
Silestağfurullah, telefonum internete bağlanan türden değil eski bir model, tarayıcım chrome oluyor sanırım (pek anlamam bilgisayardan aslında:)))
Silçok teşekkür ederim şimdi düzelmiş, sağa mı kaydırdığınıza dikkat etmemiştim o yüzden de öteki yazınıza yorumumda başka tarafa kaydırın filan diye yazmış oldum bilmeden:)))
Toptan kaldırdım. Önemli olan okuyucunun görüşleri değil mi?
Sil"Artık hiçbir acı yaşayacak gücü kalmayan ülkemin, eylül direnişin de acı yaşamaması umuduyla.
YanıtlaSil"
Doğru söze ne denir.
iyi oldu bunu yazdığın da okuduk.
YanıtlaSildüşünmemiştim bu kadar ilerisini.
inşallah senin sonda sölediğin olur.
yapar mı böle bi babalık.
:)
biçok iyi blogçu arkadaşımızı okuyorsun. yorumluyorsun. ne güzel. sevindim bak. seviyosun sen blogçuluğu. bundan sonra da tatlı verimli keyifli arkadaşlıklar dileriim.
:)
Umalım ki yapsın
Sil:)
Her zaman bu kadar vakit bulamıyorum ama bugün tüm gün blog okudum artık kafam ağrımaya başladı. Yazmaktan daha çok okumak ve blog tasarımları ilgimi çekiyor ama blog alemini seviyorum.
Bu gün senin karakterlerden okumaya başladım biraz hala karar veremedim hangisini seçsem diye. Oradan başka blog başka blog derken kaybolup gittim :)
:)
YanıtlaSilbak ne dicem.
hepimizin içinde olduğu blog oluşumuna üye olsana hemen.
mahallemizin sakinleri.
BBM.
bizimbloglar mahallesi.
blogun orda olsun.
blog çevremizde en iyi oluşumdur.
:)
Oradayım sanırım. :) Yani üye oldum bi aksilik çıktı sonra yeni üyelikte sorun falan çıktı ama yöneticinin desteğiyle üye olmayı başardım sanırım. :)
Siltemam o zaman.
Sil:)
yazı ve yorumlarınla aslında aramızda bir boşluk doldurduğunu söyleyebilirim. iyi ki geldin aramıza.
:)
Öyle deme duygulanırım :) teşekkür ederim. Umarım daha çok uzun zaman peşinizi bırakmam. :) Aslında boşluk doldurmak demeyelim. Çünkü bir yenilik getiremedim. Şimdilik sizin hoş muhabbetinizin arasına sızmaya çalışıyorum. :)
Silhah haaaa güldüm iyice.
Sil:)
yok, yazıların boşluk dolduruyor.
:)
yorumlarda da eğlencelisin beee.
:)
iyi ve sevimli blogçuları, blogumdan yola çıkarak keşfedebilirsin. bendekiler hepsi iyidir.
:)
Öyle yapıyorum zaten. :) Yazılarına ve ne yorum yaptıklarına bakıyorum. :) Çalacam tüm üyelerini :D
Sililk insan.
Silhah haaaaa.
bugün fark etmedim değiiiil.
:)))))
Fark etmesen olmazdı. Bugün senin yazılardan yola çıktım. Sonra yorumcularına dadandım.
Sil:)
Bu daha başlangıç
:)
Artık sen daha dostlarının yazılarını okumadan gidip yorum yapacam.
:)
Hemde senin düşüncelerin ve senin tarzınla.
:)))))
hah haaaa.
Silzeki ve komiksin.
:)
bak benim blog okuma yöntemim basit.
bloguma yorum yapanlara gidiyorum.
:)
örneğin şimdi, mal mısın kızım sen yazıma yorum yapanlara gitmekteyim.
:)
eskiden bloglara üyeydim. herkes sitem etti. bana da üye ol diye. başa çıkamadım. olmuyorum üye artık. yorumlardan gidiyorum genelde. bazen de öle dolaşıyom. şöyle böle herkesi okurum ama.
:)
Senin kadar üyem olsa bende öyle yaparım yada yapmam. :) Benim yöntemim şu boş vakitlerde ulaşabildiğim kadar bloga üye oluyorum. Sonra herhangi bi fikir beyan eden herkesi okumaya çalışıyorum vakit buldukça. :)
Silİtiraf edeyim çekilişçiler olmasa ve imkanım olsa tüm blogları takip ederim :)
Engellenebilir elbette ve tam yazdığınız gibi olur. Ama pesimist tarafım der ki bu adam bunu yapmaz.
YanıtlaSilBende ondan korkuyorum. Zira artık hem daha asabi hemde tüm çevresindekiler kendisine sadece gaz vermekle meşgul. Düşünün ki cemaatle bile aralarında gerilim çıktı. O yüzden böyle bir olgunluk göstermemesi muhtemel.
SilNe istediklerini bir bilseler. Hilafet gelse bundan en önce bıkıp, işin mıncırığını çıkartacak olanlar yine kendileri aslında! Bunun çok iyi farkındalar. Maksat Muhalefet görünmek! Sinirleri yıpratmak.. Çünkü onlar tabir yerindeyse Mağduru oynayıp, beyaz adamı oynamaktan tam anlamıyla keyif alıyorlar. Sağ gösterip sol vurmak felsefeleri! O nedenle tabir yerindeyse beyaz adamın konforuna öyle bir alıştılar kiiii! Hilafet sıkar onları diye düşünüyorum....
YanıtlaSilEvet söylediğinizin bir benzerini haziran ayında gördük. İnsanları öldürürken bile kaldırım taşlarının önemini anlatıp mağduru oynamaya çalıştılar.
Silİkinizide çok seviyorum :)
SilYazı müthiş. Sizi takip etmekten keyif alıyorum. İyiki geldiniz. Bloglarda bu konuda yanlız hissediyorum kendimi.
YanıtlaSilEylül tatil dönüşü ve piyasada hareketlilik demek. Eylüle ait varsayımlar normal.
İyi dileğine katılıyorum üzülerek söylüyorum ama benim olumlu yaklaşım olacağına inancım yok. Eylüle 9 gün var 2 gün önce 4 çocuğa taksime bile sokmadan neler yaptıklarını gördük. Bu mantık 9 günde değişir mi? Yada 1 ayda? :(
Malesef... Sonrasını düşünmek istemiyorum. Sabah gazetelere bakınca beynim yoruluyor. Her defasında daha fazla şaşırtamazlar deyişimi yiyip yutuyorum. Ve hep kendime yok ben yanlış zamanda doğmuşum benim ülkem nasıl bir yer oldu? Nasıl oldu? diyorum. Suçluluk hissediyorum. Televizyon başında birkaç mırıldanıp sonrasında karşı olduklarımıza susarak, sineye çekerek biz yaptık. Bunları düşününce şuna varıyorum 'Şimdi belkide suskunluğun hesabını verme zaamanıdır'
Teşekkür ederim ama okuyucu beni böyle şımartırsa her gün aklıma gelen her şeyi yazarım. Sonra attığı adımı twit atan ergenlerin, twitter adresine dönmesin blog. :)
SilKısa vadeli karamsarlık konusunda haklısınız. Bunların adım atacağı yok ama bi umut işte. Okuyacak gazete izleyecek tv kanalı bulabiliyorsanız tadını çıkarmaya bakın. Bir iki vergi soruşturmasından sonra onları da alacaklar elinizden.
"Şimdi belkide suskunluğun hesabını verme zaamanıdır" bu cümleniz beni çok etkiledi. Aşırı doğru bir tespit. Bu cümleyi biraz irdelesek bir kaç yazı çıkar.:)
Evet o kısmını sana bırakıyorum benden iş çıkmaz. Bayılıyorum bir sürü şeyi tek cümlede yazanlara. Ben onlardan olamadım. Zaten konserlerden, tiyatrolardanda ben neden onlardan biri değilim olabilirdim deyip hüzün basan bir tipim. Kişilik analizini buhrana dönüştürmeden yazı kısmını sana bıraktım deyip kaçayım.
Silsiyaseti hiç sevmediğim için o konuda yorum yazmayacağım objektif olarak baktığım zaman ölen her insan için tv lerde gördüğüm her acı manzara için içim çok acıyor belki herkes benim gibi düşünyordur ama daha da ilerisi dünyanın gözleri önünde işlenen her cinayete sessiz kalınması buna suriye bizim şehitlerimiz de dahildir ki müslümanlık yada ırkçılık anlamında demiyorum ciddi anlamda düşündürücü..sanki bana artık insanların vicdanlarının kalmadığı izlenimi bırakıyor..birde her halta burnumuzu sokup bir gün başımızın belaya girmesini açıkça istemiyorum..işte bu kadaar ;)
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilİnşAllah, Eylül ayında olması tahmin edilen şeyler olmaz da Türkiye Cumhuriyeti de rahat bir nefes alır. Ama çevremizdeki müslüman ülkelerde yaşananlar hiç de iyiye işaret değiller. Devlete çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Devlet üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek ve görevini yapmak zorundadır. Devletin görevini üstlenen iktidarın bunu beceremeyeceğine ve eline yüzüne bulaştıracağına inananların, önümüze konulacak sandıklarda iktidarın dikkatini çekmesi gerekiyor.
Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Merhaba,bu eylül komplosu da nerden cikti anlayamadim gitti demek bunu dillendiriyorlarki altindan birseyler cikacak yine de kabak bizim basimiza patlayacak bu kadar acik sacik olmamali diye düsünüyorum herseye bizi dahil etmek amaclari nedeni belli zaten özgürlügümü elimizden almalari keske birseyler olsada huzur bulabilsek olaylara cok üzülüyorum sevgiler saygilar
YanıtlaSil@Gülçin nur, Gözümüzün önünde işlenen cinayetlere bile sessiz kalmamız belki de daha fazla ylnızlaşmaktan kaynaklıdır. Bilemiyorum ama insanlığın göz göre göre susması şaşırtıcı.
YanıtlaSil@Recep Altun, Haklısınız ama şunu da unutmamak gerekir bu ülkede Avrupa'nın en yüksek seçim barajlarından birisi uygulanıyor. Ayrıca seçim sistemi ve partiler kanunu ortada. Basının durumu malum. Sivil topluma gelince örneğin; Memur-sen toplu sözleşme için 7 günde anlaştı. Yasal süre bile bir ay müddet verirken milyonlarca insan hakkında 7 günde karar verildi.
YanıtlaSilTüm bu ortamda insanlara sandığa gidin demek haksızlık olur. Bu ülkede sesini duyurmak yada insanca yaşamak için milyonlarca insanın sizin için oy vermesine ihtiyacınız olmamalı.
@gügüyle hersey, Eylül ayı üniversitelerin, liselerin, futbol sezonunun başladığı tarihtir. Bu sebeple olayların ateşlenmesi muhtemeldir.
YanıtlaSilEğer yanlış hatırlamıyorsam. Eylüldeki eylemleri ilk olarak dile getiren Redhack oluşumudur. Onların düzenledigi bi eylem furyası olacak gibi. Baya etkililer
YanıtlaSil@Adsız, Redhack bir açıklama yapmış ama henüz okumadım. Biraz önce gezinirken denk geldi. Redhack etkili ama eylemleri sadece Redhack'e bağlamak çok yanlış olur.
YanıtlaSilEylemler okulların bitmesiyle azalmış, Ramazan ayı gelince hepten seyrelmişti. Haziran direnişini yavaşlatan bu durumlar tersine dönünce eylemlerin alevlenmesi de muhtemeldir.
Gezi parkı olaylarında milletin gazı alındı. İkinci bir denemede bişey çıkmaz komplo teorileri üretmeye gerek yok.
YanıtlaSil